Mutsuzluğu Mu Seçiyoruz?

Birçok kişi, olaylara olumsuz açıdan bakıyor. Hayatlarını bu şekilde devam ettiren kişilerin, kendilerini mutlu eden şeyleri daha hızlı tükettiklerini belirten Uzm. Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, önemli değerlendirmeler yaptı.

Çevremizden birçok insanın olumsuz algıların olduğunu gözlemliyoruz. Her hatıra ve olaylara mutsuz bakarlar. Bu bireylere baktığımızda, mutlulukla ilgili deneyimleri ve nesneleri daha hızlı tüketiyorlar. Belki bunu bir hedonist yani hazcı diye tanımlayarak açıklamak mümkündür.

Mutluluktan memnunsak, mutsuzluğumuzu memnun kalacağımız bir noktaya getirmiş olabiliriz. İnsanların kendi iç dünyalarında belirli ruhsal ihtiyaçları vardır ve genellikle ruhsal ihtiyaçlara ulaşmak için sağlıksız düşünceler, duygular ve davranışlar geliştirebilirler. Bu bağlamda, mutsuz insanların da bu döngüde olduklarını söyleyebiliriz.

Düşüncelerini Değiştir

Konuyu somut ihtiyaçlar göz önüne aldığımızda, ülkemizin koşulları, kariyer seçimleri, trafik, gelecek, bize her alanda mutsuz tepkiler sağlayacak faktörlerle ilgilidir.

Sürekli olarak mutsuz olan ve değiştiremeyen bireyler, yaşamlarında tamamen beladan kaçma eğilimindedir. Dış faktörlerin değişmesini bekleyerek daha mutsuz olurlar. Ancak, insanın manevi düşünce işleyişi, duygu ve davranış düzenindedir. Birey ilk önce kendi benliğini anlar ve bununla ilgili gerçekçi ihtiyaçlarını fark ederse, değişim başlar ve dış etkenlerin olumsuz etkileri azalır.

Sürekli Mutsuzluk Döngüsü

Özellikle iş yerinde sürekli olarak mutsuz olan ve bunun dış etkenlerden kaynaklandığını düşünen birey, çıkmaza giriyor ve iş yerine yoğun yönelme yapar. Bu yoğun yönelmeler ayrıca algısal olarak perişan hale getirir ve birçok şeyi tolere edemez ve kısır bir döngü yaşayabilir. Bununla birlikte, stresör gerçektir ve bazen iş yerimizde mutsuzluklar yaşarız.

Duygusal Yönünüz Stresi Getiriyor

Kısır döngüye yol açan nokta yoğun bir entelektüel ve duygusal yönelmeler oluşturmamızdır. Bu döngü değişimi zorlaştırır ve kişinin depresyonda hissetmesine neden olur. Bunu bireyler üzerinde değerlendirmiş olsak da, ülkemizde iş yerlerinin çalışanların motivasyonunu yükseltme ve problem çözümüne yönelik stratejilerden uzak olduğu da istemediğimiz durumlardan biridir.