Duygularımızı Kontrol Edebilir Miyiz?

Duygularımızı Kontrol Edebilir Miyiz?
Duygularımızı Kontrol Edebilir Miyiz?

Duygularımızı Kontrol Edebilir Miyiz?

Psikoloji düzeni duygu-düşünce-davranış üçgeni içerisinde gözlemleyerek bir de buna fizyolojik yapımızı katarsak olayları daha iyi formülize edebiliriz. Bilişsel-davranışçı yaklaşıma göre psikolojik düzen duygu-düşünce-davranışlarımızın ilişkisi olan etkileşimi ile sürer. Bu üçgende bulunan her bir yapı kendi aralarında direkt veya dolaylı olarak etkileşim halindedir. Psikolojiyi daha iyi çözebilmek ve kavrayabilmek için bu yapıyı gözlemlememiz gerekmekte.

Hayatımızda karşılaştığımız hemen hemen her olay mobese kamerayla çekilmiş gibi tamamen objektif. Yer zaman ve durum içerebilir. Bizi dışarıdan görmekten alıkoyan şey, bu tarafsız olayı yan yana ve duygusal olarak yüklü bir yorum haline getirmemiz. Bu sistemin nasıl çalıştığına bir örnek vermek gerekirse;

Olay: Dün 13:30’da sahilde yürürken arkadaşım Gamze’yi gördüm.
Düşünce (Aklıma ilk gelen, otomatik): “Gamze bana selam vermedi bu demek oluyor ki bana değer göstermiyor.”
Duygu: Öfke (80/100)
Davranış: Gamze’yi sosyal medyada takipten çıkarmak.

Gördüğünüz gibi, olayın değerlendirmesi gerçekte olduğu gibi değil de dramatik ve duygusal bakış açısı şekilde olumsuz duygular ile yorumlandığı zaman, sorun çarkımız sürmeye başlıyor ve artık hayatımızdan bir arkadaş çıkmış oluyor. Oysa daha akıllı ve mantık izlenimde bir bakış açısı ile alternatif bir açıklama getirerek, otomatik düşüncemizi daha gerçekçi ve mantık çerçevesinde içinde bir hale getirebiliriz. Olumlu açıdan bakmıyoruz, direkt olayların üzerinden bakıyoruz.

Erken hüküm vermemek adına önce kendinize şu soruları sormayı deneyin:

Bu olay karşısında, bende oluşturduğu ilk düşüncenin doğruluğu ne kadar?

Bu şekilde yorumlamam için elimde yeterli delil var mı?

Bu olay dışarıdan objektif bakıldığında gerçekten böyle mi göründü?

Örneğin aşağıdaki cümlenin bakış açısını genişletip olayı daha fazla kapsayıp daha gerçekçi şekilde göstermiyor mu?;

İlginizi çekecek olduğunu düşündüğümüz başka bir makale: Mutluluk Gelişen Bir Duygudur

“Ben Gamze’yi görmüş olabilirim fakat bu onunda beni görmüş olması gerektiği anlamına gelmiyor. Gamze’nin beni gördüğüne dair elimde kesin bir delilim yok.”

Olayın sizde oluşturduğu öfke duygusunu kaldırmak adına bu şekilde daha objektif, daha gerçekçi bakıl açısına sahip olarak olayları fikirlere göre yorumlamayı deneyin. Böylelikle öfke sonucu yanlış veya gereksiz bir davranış sergilemeyeceğiz. Yani, düşüncemizi “olumlu” veya “toz pembe” bir yere getirmek yerine mantık çerçevesinde, objektif, delillere bağlı ve gerçekçi bir hale getirmemizin de yaşam kalitemize faydalı olacağını diyebiliriz.

Bizde duygu oluşturan durum, nesnenin/öznenin aslı değildir. Örneğin aynı mekanda yer edindiğimizde sizin korkmanıza sebep olan şey aslanın kendisi değildir. Kendisi ile ilgili öğrenmiş olduğunuz her şey, kurmuş olduğunuz bağlantılar veya bağlı kaldığımız inanışlar ve düşüncelerdir. “Aslan, yırtıcı ve tehlikeli bir hayvandır”, “Aslandan kaçışım mümkün değil”, “Aslanlar çok güçlü ve vahşidir” Bu cümleleri söylememizin nedeni, öncesinde öğrenmiş olduğumuz bir takım bilgiler veya ön yargılardır. Bizde oluşan duygu ise bu otomatik düşüncelerimizin ve o bağlantıların yol açtığı fizyolojik reaksiyonlarımızın bir yansımasıdır.

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG BERKAY ATEŞ

http://pskberkayates.com

https://www.instagram.com/pskberkayates/

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü